Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Piyasa değerine göre ikinci en büyük kripto para birimi olan Ether (ETH), son zamanlarda Bitcoin’e olan ilgiyi kendine doğru çeviriyor. Ether, 2013 yılında Rus-Kanadalı programcı Vitalik Buterin ve birkaç diğer kripto girişimcisi tarafından kurulan açık kaynaklı bir platform olan Ethereum ağındaki yerel para birimidir.
Singapur merkezli büyük bir kripto para borsası olan Phemex, kullanıcıların Ethereum satın alması için harika bir seçenek. Platform, endüstri lideri getiriler sunan uzman varlık yöneticilerinden oluşan bir ekiple, kullanıcıların ETH mevduatlarından faiz kazanmalarına bile olanak sağlıyor. Eski Morgan Stanley kıdemli çalışanları tarafından kurulan Phemex, yenilikçi blok zinciri çözümleri aracılığıyla finansı daha erişilebilir kılmak için oluşturulmuş bir platformdur.
Kripto meraklılarının Ethereum’u Bitcoin’e benzer bir yatırım olarak alıp satabilmesinin yanında Ethereum’u benzersiz kılan şey, aynı zamanda geliştiricilerin yeni uygulamalar oluşturabileceği bir platform olmasıdır. Bu uygulamalar, kripto paraların alımını, satımını ve kullanımını daha kolay hale getirmek için tasarlanabilirler. Bu makalede genel olarak Ethereum’un geleceğine odaklanacağız.
Ethereum Ne Tür Sorunlarla Karşı Karşıya?
Ethereum’un pazar hakimiyeti elde etmek için üstesinden gelmesi gereken birkaç sorun var:
Ölçeklenebilirlik ve Yavaş İşlem Süreleri
Ölçeklenebilirlik, Ethereum ağıyla ilgili önemli bir konudur. Şu anda, Ethereum saniyede yalnızca yaklaşık 15 işlem gerçekleştirebilmekte ve bu, Visa, PayPal ve hatta bazıları saniyede binlerce işlemi gerçekleştirebilen diğer kripto para ağları gibi ödeme işlemcileriyle karşılaştırıldığında çok düşük.
Sorun, her işlemin ağdaki her düğüm tarafından doğrulanmasını gerektiren ağın fikir birliği modeli olan Proof-of-Work’ten (İş ispatı) kaynaklanmaktadır. Daha fazla işlem yapıldıkça, hepsini yeterince hızlı doğrulamak için daha fazla düğüme ihtiyaç duyulur. Bu, Ethereum’un madencilik topluluğu içinde tartışmalı olsa da, maliyetleri düşürürken ağ performansını neredeyse kesinlikle artıracak olan Proof-of-Stake’e geçişiyle ele alınmaktadır.
Yüksek Gaz Ücretleri
Ethereum’un yüksek ve inanılmaz derecede değişken gaz ücretleri, son birkaç yıldır önemli bir tartışma konusu oldu. Gaz, bir ağ işlemini işleme maliyetini ifade eder ve doğrulanan her bloğun, ne kadar gazın kabul edilebileceği konusunda bir üst sınırı vardır.
Bu sınır, ağdaki herhangi bir işlem gaz gerektirdiğinden ve hiçbir uygulamanın kaynakları suistimal etmemesi gerektiğinden uygulanır. Ancak, işlemleri onaylayan madenciler, önce en yüksek gaz ücreti (ödül) olan işlemleri seçerler. Gerisi sonraki bloklara itilir ve bazen hiç seçilmez.
Gaz, bir kullanıcının blok alanı teklifi gibi işlev görür ve bu dinamik, sınırlı bir arz için artan taleple birlikte pahalı şebeke ücretleriyle sonuçlanır. Ağ performansı gibi, Ethereum’un Hisse Kanıtı’na geçişi ve buna eşlik eden doğrulayıcı teşvik modelindeki değişikliğinin, gaz ücretlerini kabul edilebilir seviyelere geri getirmesi beklenir.
Rekabet
Ethereum blok zinciri gittikçe büyüyor ve dünya çapında çeşitli endüstrilerde büyüyen bir görünüm sergiliyor. Bununla birlikte, daha az popüler bir kodlama dili ve nispeten eski programlama kullanımı, ağın işlem gücünün verimsiz kullanımına neden oluyor.
Bu, Ethereum’un akıllı sözleşmelerine güvenen ve gelecekte fiyatını potansiyel olarak etkileyebilecek işletmeler için bir sorundur. Solana ve Avalanche gibi rekabet eden platformlar, geliştirmeyi çok daha erişilebilir hale getiriyor ve blok zinciri üçlemesine yenilikçi çözümler önererek onları gelecekteki blok zinciri tabanlı projeler ve DApp geliştiricileri için daha çekici hale getiriyor.
Bununla birlikte Ethereum, esas olarak devasa kullanıcı ağı sayesinde, dağıtılmış uygulamalar için hala baskın platformdur. Projeler her zaman en popüler blok zincirinde başlamayı tercih edecek ve Ethereum, öngörülebilir gelecek için unvanını bırakıcak gibi görünmüyor.
Ethereum’un Yol Haritası ve Son Güncellemeler
Ethereum 2.0, işlemleri rastgele bir algoritma ile kaydetmek için düğümlerin seçildiği verimli bir hisse kanıtı sistemi vaat ediyor. Düğümün sahibinin elinde bulundurduğu veya ‘stake’ ettiği para birimi miktarı ile seçim şansı artar. Bu, kriptografik çalışmanın karmaşıklığını önemli ölçüde azaltmayı mümkün kılar ve tüm ağ için büyük verim kazanımlarına yol açar.
Ethereum 2.0’ın bir diğer kritik bileşeni, kaynak dağıtımının verimliliğini artıracak olan ‘sharding’dir. Veri doğrulama görevlerini daha küçük düğümler arasında bölerek, her birinin diğer veri paketleri hakkında endişelenmeden yalnızca alınan verileri doğrulaması gerekecek. Bu, tüm blok zincirinin görevleri paralel olarak işlemesini sağlar ve bu da ağın kapasitesini birkaç kat artıracaktır. Ethereum 2.0’ın şu anda olduğundan çok daha hızlı ve verimli olması bekleniyor.
Ethereum 2.0 ayrıca ‘eWASM’ aracılığıyla WebAssembly’ı kullanacak. Bu, Ethereum kodunu doğrudan modern bir web tarayıcısından çalıştırmayı mümkün kılacak ve geliştiricilerin, blok zincirine kod yazmak için Rust, C ve C++ gibi daha erişilebilir programlama dilleri arasından seçim yapmalarını sağlayacaktır.
Ethereum İçin Sırada Ne Var?
Ethereum 2.0 başlangıçta 2019 sürümü için ayarlanmış olsa da, ilk aşama ancak 1 Aralık 2020’de başladı. Hala devam eden iki aşama ile tam sürümün ancak 2023’ün sonlarında gerçekleştirilebileceği tahmin ediliyor.
Ethereum yükseltme yol haritasındaki bir sonraki aşama, ana ağı Ethereum 2.0’ı Beacon Chain ile birleştirerek Proof-of-Stake’e geçişi tamamlamaktır. Bu Birleşmenin 2022’nin ikinci çeyreğinde gerçekleşmesi bekleniyordu, ancak yakın zamanda 3. çeyreğe ertelendi. Sonrasında, Ethereum shard zincirleri 2023 yılına kadar piyasaya sürülmelidir.
Forbes, Ethereum’un 2025 yılına kadar 19.842 dolara ulaşabileceğini tahmin ediyor. Ethereum’un dezavantajları var, ancak proje son birkaç yılda piyasada kendine yer buldu. Temposunu kaybetmezse, Ethereum’un piyasada oldukça umut verici bir geleceği var.
