Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Franklin Templeton, kripto topluluğunda devam eden staking ödülleri tartışmasına önemli bir katkı sağladı. Bu tartışma, staking ödüllerinin, token arzını artırması nedeniyle ağın maliyetine katılıp katılmadığı üzerine yoğunlaşıyor. Staking ödülleri, pasif sahipler için token değerini seyreltme potansiyeli taşırken, “maliyet” tanımının net olmaması, durumu karmaşıklaştırıyor.
Staking Ödüllerinin Etkisi
Staking ödülleri, token sahiplerine, tokenlerini proof-of-stake (PoS) ağlarında kilitlemeleri karşılığında verilen teşviklerdir. Bu süreçte, token sahipleri işlemleri doğrular ve blockchain’i güvence altına alır. Validatorler, kilitlenen tokenleri teminat olarak kullanırken, dürüst davranmadıklarında sahip oldukları varlıkları kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırlar.
Staking ödülleri, yeni oluşturulan tokenlerden kaynaklanarak toplam token arzını artırır. Örneğin, Ether ve Solana’nın yıllık enflasyon oranları sırasıyla yaklaşık %0.8 ve %5’tir.
Farklı Bakış Açıları
Bu konuda iki ana görüş bulunmaktadır. Birinci görüş, staking ödüllerinin token arzını artırdığı için her bir tokenin değerini seyrettiğini, dolayısıyla staking’in token sahipleri için bir maliyet olduğunu savunur. İkinci görüş ise, ağın değeri piyasa değeriyle belirlendiği için, staking ödüllerinin değeri sadece stakers ile non-stakers arasında transfer ettiğini, dolayısıyla ağın maliyetine etki etmediğini belirtir.
Franklin Templeton, her iki bakış açısının da geçerli olduğunu fakat farklı meseleleri ele aldığını vurguluyor. Örneğin, eğer bir ağın değeri 100 dolarsa ancak token arzı 100’den 110’a çıkarsa, her bir tokenin değeri 1.00 dolardan 0.91 dolara düşer. Bu durum, token fiyatının etkilenmesine yol açar.
Değer Transferi
Franklin Templeton, staking ödüllerinin non-stakers ile stakers arasında bir değer transferi temsil ettiğini de açıklıyor. Eğer bir token arzının %60’ı stakingde tutuluyorsa ve staking ödülleri arzı %10 artırıyorsa, ağın değeri sabit kalırken token değeri düşer.
Bu durumda, stakers değer kaybı yaşasa da staking ödülleri ile bunu telafi eder. Non-stakers ise sadece değer kaybını deneyimler ve herhangi bir tazminat alamaz.
Franklin Templeton, bir örnekle bu durumu netleştiriyor. İlk dönemde ağın değeri 100 dolar ve token arzı 100 ise, 60 token stakingde, 40 token ise non-stakers tarafından tutulmaktadır. İkinci dönemde, staking ödülleri ile 10 token basıldığında, arz 110’a çıkıyor. Ağın toplam değeri yine 100 dolar olarak kalırken, token başına değer 1.00 dolardan 0.91 dolara düşüyor.
Sonuç olarak, stakers artık 70 tokena (60 orijinal token + 10 ödül) sahipken, toplam değerleri 64 dolara yükselir. Non-stakers ise 40 token ile 40 dolardan 36 dolara düşüş yaşıyor.
On-Chain Veriler ve Değer Transferi
Franklin Templeton, bu etkilerin on-chain veriler veya Ethereum blockchain üzerindeki staking getirilerini ölçen üçüncü taraf endeksleri gibi verilerle takip edilebileceğini belirtiyor. Staking ödüllerinin non-stakers ile stakers arasında yarattığı değer transferi, proof-of-stake ağlarına yatırım yapan herkes için önemli bir husustur.
Bu tartışmalar, yatırımcıların staking stratejilerini değerlendirmeleri açısından kritik öneme sahiptir.