Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Çin’in nüfusu, ülkenin ekonomik büyümesinin sırrı ve bu, Çin ekonomisinin yakında ABD’yi geride bırakabileceği anlamına geliyor.
1.4 milyardan fazla insanla, Çin dev bir tüketici tabanına sahip ve bu, Amerika’nın karşılayamayacağı ölçekte bir büyüme sağlıyor.
ABD, artan borç ve ekonomik baskılarla mücadele ederken, Çin hükümeti piyasa istikrarını sağlamak için hamleler yapıyor ve bu büyümeyi sağlamak için nüfusuna güveniyor.
Bu hafta, Çin bir gün içinde yaptığı ticaretle yıl boyunca yaşadığı tüm kayıpları telafi etti.
Pazartesi günü, CSI 300 endeksi %8.5 arttı ve bu, 2008’den bu yana en büyük günlük artış oldu.
Çin borsaları, 75. Halk Cumhuriyeti kutlamaları nedeniyle haftanın büyük bir kısmında kapalı kalacak.
Büyük Karlar, Büyük Endişeler
Piyasalardaki heyecana rağmen, yabancı yatırımcılar temkinli kalıyor. Ağustos ayında, Çin’in büyük şirketlerindeki sanayi karları %17.8 düştü. Bu, beş ay içinde görülen ilk düşüş ve devam eden ekonomik yavaşlamanın bir işareti.
Üretici fiyatları 2022’den bu yana düşüşte ve bu, deflasyon endişelerine yol açtı.
Tüm bunlar, borsa üzerinde etkili oldu; CSI 300 endeksi, gelecek yıl için yalnızca 12 kat kazançla işlem görüyor, bu da küresel rakiplerine göre büyük bir indirim.
Bu yıl, Şanghay Borsası son on yılın en düşük seviyelerini gördü. Bu düşük değerlemelere rağmen, yatırımcılar mesafelerini korumaya devam ediyor.
Son üç yılda, hisseler %45 düştü. Her küçük iyileşme, daha büyük bir düşüşle takip edildi.
Güven Yeniden İnşa Etme Mücadelesi
Çin’in hisse senetlerine olan güvenin yeniden inşası için en büyük zorluk, ülkenin GSYİH’sının yarısından fazlasını oluşturan iç talebin canlanması.
Pekin, büyüme hedeflerini kaçıran ekonomik verilerin ciddiyetini nihayet anlamış gibi görünüyor.
Hükümet, 114 milyar dolarlık yeni hisse alım fonları ve borçlanma maliyetlerinde kesintiler içeren agresif bir teşvik paketi taahhüt etti.
Devam eden gayrimenkul sorunları nedeniyle, ekonomik verilerin henüz dip noktasına ulaşmadığı muhtemel görünüyor. Analistler, önümüzdeki aylarda daha fazla hükümet destek tedbiri bekliyor.
Bu çabalar, yabancı yatırımcıları geri çekmek için yeterli olmayabilir, ancak Çin’in 200 milyondan fazla yerel perakende yatırımcısı, ülkenin işlem hacminin %80’ini sağlıyor.
Pekin’in Teşvik Önlemleri
Çin Merkez Bankası ve diğer ana oyuncular, durumu tersine çevirmek için birçok politika eylemi başlattı. Faiz oranları düşürüldü ve bankalar rezerv tutma konusunda daha az baskı altına alındı.
Pekin ayrıca borsa destekleyici mali destek ve önlemler vaadinde bulundu. Ancak bu önlemler, ayrıntıdan yoksun.
Küçük bir faiz oranı kesintisinin ülkenin gayrimenkul sorunlarını çözmesi beklenmiyor, fakat yatırımcılar bunu önemsemiyor.
Sonuç, şaşırtıcı bir piyasa rallisi oldu. Bir haftadan kısa bir sürede, CSI 300 endeksi %20’den fazla yükseldi. Hong Kong’un Hang Seng endeksi de bu yıl %30 artış gösterdi.
Bunu ABD’nin S&P 500 ile karşılaştırdığınızda, S&P sadece %19 kazandı. Zamanlama burada büyük bir rol oynadı. Yatırımcılar, Pekin’in bu kadar hızlı hareket edeceğini beklemiyordu.
ABD’nin Büyüyen Borç Krizi
Bu arada, Amerika büyüyen bir borç krizi ile karşı karşıya. Elon Musk, ülkenin iflas etmeye en hızlı giden yolda olduğunu uyardı.
Günlük faiz ödemeleri (günde 2 milyar dolar) artık Savunma Bakanlığı bütçesini aşıyor ve yıllık 730 milyar doları geçiyor.
Musk, durumu kredi kartlarını aşırı kullanan bir kişi ile karşılaştırdı; eğer harcamalarını kısmazsa, Amerika iflas edecek.
Borçların yıl sonunda ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) oranının %122.3’e ulaşması bekleniyor. Bu, ulusal borcun zaten tüm ABD ekonomisinin boyutunu aştığı anlamına geliyor.
Ülkenin en son bütçe fazlasını 2001 yılında gördüğü unutulmamalıdır ve o zamandan beri durum sadece kötüleşti. Trump döneminde ulusal borç neredeyse 8 trilyon dolar arttı.
Biden döneminde de hız kesmedi; 2024 sonuna kadar başka 1.9 trilyon dolarlık bir artış öngörülüyor.
Hiçbir şey değişmezse, ABD’nin borç-GSYİH oranının önümüzdeki 30 yılda %166’ya ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu, patlamak üzere olan bir ekonomik zaman bombası.