Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Son dönemlerde hayatımıza giren NFT, Metaverse, WEB 3.0 gibi yenilikçi teknolojileri, bu alanda çalışmaları olan ve geçmişte T90 Blockchain Teknolojileri Derneği’nin kurucu başkanlığını yapmış olan Bünyamin Emeç ile konuştuk.
Bünyamin Emeç Metaverse Röportajı
Türkiye ve çeşitli ülkelerde Blokzinciri üzerinde çalışmalar, etkinlikler yaptınız ve sektöre çeşitli platformlar kazandırdınız, sizi tanımayanlar için kısaca kendinizi tanıtarak başlayabilir misiniz?
2006 yılında kardeşimle birlikte Dijital Ajans kurarak teknoloji sektörüne giriş yaptık. Google ve Facebook partner ajanslığı yanında, artırılmış gerçeklik alanında çalışmalar yapıyorduk. Bugün herkesin Metaverse dediği alanın ilkel adımlarını aslında biz 10 yıl önce deneyimlemiştik. AR, VR ve 3 boyutlu tasarımlar üzerinde projeler geliştirdik. 2011 yılında Erzurum’un kültürel, turistik ve kayak merkezlerinin mekanlarını 3 boyutlu formata dönüştürerek 3D sanal gezinti ve VR gözlüklerle ürünleri inceleyip satın alma yapılabilecek bir alışveriş platformu oluşturduk. Projemize yatırım alamadığımız için o dönem projeyi askıya aldık ve ticari faaliyetlerimize devam ettik. Projemiz gerçekleşseydi bugün belki de Metaverse dünyasına ilk adım atan şehir belki de Erzurum olacaktı ama bunu ilk yapan ülke Güney Kore’nin başkenti Seul oldu. 2022’de Metaverse şehrinin kapılarını bizlere aralayacak olan platform 2026’da tamamen faaliyete geçecek.
Erken dönemde Blokzincir teknolojileriyle tanışmıştınız, bu alanda neler yaptınız ve şu an ne üzerinde çalışıyorsunuz?
2015 yılında Vitalik Buterin’in yeni internet yani WEB 3.0 teknolojisi ile neleri değiştirebileceğini anlattığı Devcon toplantılarını dinlediğimde, kesinlikle bu alanda olmalıyız diye düşündüm ve o yıl Ethereum destekçilerinden oldum. İstanbul’da T90 Blockchain Consortium adında bir oluşum kurarak Blokzincir ve kriptopara meraklılarıyla bir araya getirdik. Sonra T90’ı resmileştirerek dernek haline getirip üniversitelerde ve sektörel toplantılarda Dağıtık Defter Teknolojileri, Kriptopara ve WEB 3.0’ın mantığını anlatmaya başladık. 2019’da global ölçekte kripto para borsa hizmeti veren Felixo Teknolojiyi ülkemize kazandırdık, bir yıl sonra hisselerimi devrederek başka alanlara atıldım. 2020 başlarında XBOT teknoloji AŞ’yi kurarak, kripto türev piyasalarda otomatik işlem yapan yapay zeka destekli algoritmik işlem botu XBOT’u geliştirdik. Şu anda Metaverse, NFT, WEB 3.0 ve DAO teknolojilerini içerisinde barındıran 4 yıldır üzerinde çalıştığım Merkeziyetsiz Sosyal Yaşam Platformu DeFiPpl geliştiriyor ve yatırım fonları ile projenin yatırımı üzerine görüşmeler yapıyoruz.
Metaverse alanında 4 yıldır çalışmalar yapıyorsunuz. Bize Metaverse’ün ne olduğunu ve ne olmadığını açıklayabilir misiniz?
Neal Stephenson 1992 yılında yayımladığı bilim kurgu romanı Snow Crash‘de “metaverse” kavramıyla kurgusal bir dünyayı nitelemişti. Megaverse, Multiverse, Omniverse, Universe, Digiverse gibi kavramlarda dijital evreni temsil eden diğer kurgusal isimlendirmelerdir. Benten çizgi filmine aşina olanlar Omniverse kavramına daha hakimken, sektör bir anda trend olan Metaverse (evren ötesi) ismiyle adlandırıldı. Kısaca, insanların, artırılmış gerçeklik ve diğer teknolojiler sayesinde tamamen zihinsel olarak kendilerini hissettikleri, dijital ortamda var oldukları algısal evrene Metaverse denir.
Milyonlarca insanın verilerine sahip olan Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in konuya ilgi duymaya başlamasıyla Metaverse kavramı daha da ön plana çıktı ve trendi belirledi. Trendi kaçırmak istemeyen uyanık girişimciler hemen kollarını sıvadı projelerine Metaverse kavramını da ekleyerek kısa sürede bir balon oluşturdu. Metaverse kripto paralar, metaverse platformlar konuşulmaya başlandı. Metaverse ismini kullanarak PR yapan bazı kriptoparalar teknoloji okuryazarı olmayan yatırımcıların yarattığı Fomo etkisiyle yükselişe geçti. Açıkça söyleyelim haber sitelerinde listelenen Metaverse koinlerinin hiç biri aslında Metaverse değil. İsmi geçen kripto projeler, 3 boyutlu video oyunları veya sanal gerçeklik gözlükleriyle online gezinti platformlarından ibaret.
Zaten dikkat ettiyseniz Mark Zuckerberg açıklamalarında bu teknolojinin henüz kullanılmadığını, bunu gerçekleştirmeyi hayal ettiğini söyledi. Hazırlattığı 3D animasyon demolarda gelecekte bu böyle olacak dedi ve lansmanda sürekli olarak şunu söyledi, “şu anki teknolojiyle bunları tam olarak yapamıyoruz, bunu tam olarak yapamıyoruz, bunu da tam olarak yapamıyoruz, bunları geliştiriyoruz” dedi. Karma gerçeklik teknolojisini yıllardır geliştiriyorlar, buna rağmen Mark bir gözlüğü takıp “bakın bu deneyimi şu anda yaşıyorum, metaverse evrende yürüyor arkadaşlarımın avatarlarıyla toplantı yapıyorum” diyemedi.
Bu teknolojiler elbette gelişecek ve bir gün kullanmaya başlayacağız. Mark’ın burada yapmaya çalıştığı şey algı bütçesi oluşturmak ve girişimci, yatırımcı ve yazılımcıların bu teknolojinin gelişiminde katkı yapmalarını sağlamaktır. Aslında Facebook’un açıklamaları benim projemin de önünü açmış oldu. Teknolojik gelişmeler siz söylediğinizde farkedilmiyor ama aynı cümleyi ünlü bir isim söylediğinde trend oluyor.
Metaverse güvenli bir alan mı, bizleri neler bekliyor?
WEB 1.0 ile bilgi çağına girmiş, WEB 2.0 ile dezenformasyon çağına geçiş yapmıştık. Şu anda en çok kullandığımız dijital alan WEB 2.0’ın bize sunduğu en yenilikçi gelişme, yatak odalarımıza, yemek masalarımıza ve hatta tuvalete kadar giren sosyal medya platformları olmuştur. Bu sosyal platformlar içerisinde, dezenformasyona uğrayarak yalnızlaşmış sanal hayatlar yaşıyoruz. “Sanal” kavramını özellikle yazıyorum. Çünkü içinde bulunduğumuz araçlar, toplum olmanın işleyiş biçimini oluşturan sosyal yapımızı bozmaya başladı ve bize sanal hayatlar kurgulattı.
Silikon vadisi endüstriyel olarak 50 yıl boyunca, ürün geliştirdi, donanım, yazılım ve mobil uygulamalar üretti ve müşterilerine sattı. Son 10 yıldır ise silikon vadisinin en büyük şirketleri kullanıcılarını satıyor. Yani ürün biziz. Verilerimiz karşılığında reklam verenlerden büyük gelirler elde ediyorlar. Ve bu gelirleri kullanıcılarıyla asla paylaşmıyorlar. Daha fazla ekran başında olmamız için grafikerler ve yapay zeka algoritmaları 7/24 çalışıyor.
Marck’ın, Jack’ın, Bil’in, Zhang’ın, algoritmaları bilinçaltımızı ve psikolojimizi hackledi ve gerçek bilgiyi filtreleyerek akıllı algoritmalarla bizleri manipüle etti. Ödül olarak da dopamin seviyemizi yükseltip bize istediklerini gösterdiler. Böylece dünyada olup biten diğer tüm olaylardan habersiz bir şekilde onların ahlak kurallarına göre şekil aldık. Bu büyük şirketlerin geliştirecekleri Metaverse evrenini düşündüğümüzde ise sunacakları ürünlerin bugün yaşattıkları sanal hayatlara göre daha iyi olacağını düşünmüyorum.
Bu şirketlerin mevcut platformlarındaki sorunları çok büyük. Sosyal medya platformlarının reklam verenler için oluşturdukları raporlar manipülatif. Birleşmiş Milletler Organize Suçlar listesinde online reklam sahteciliği 1.sıradaki Uyuşturucu, 2.sırada İnsan Kaçakçılığından sonra 3. sırada yer alıyor. Dünya Reklamcılar Federasyonunun Raporuna göre ise online reklam sahteciliği önümüzdeki 5 yıl içerisinde 2. sıraya yükselecek.
İnsan davranışı sergileyen robotlar, trol çiftlikleriyle itibarsızlaştırılan hayatlar, maniple edilmiş seçimler, bilgi dezenformasyonu ile dolu sosyal platformların arka yüzü hep göz ardı edildi. Bu kadar suçun oluşumuna açık kapı aralayan, kullanıcı verilerini usulsüz bir şekilde kullandıkları için ceza yemiş bu platformları, daha uzun süre meta evreninde zaman geçireceğimizi düşünürsek, algoritmaların hayatımızı ne kadar ele geçireceğini düşünmemiz gerekir. Ebeveynler iyi bit teknoloji okuryazarı olmalıdır yoksa çocuklarını bu evrende kaybedebilirler.
Bünyamin bey, size göre metaverse evreni nasıl olmalı? Sizin DeFiPpl projenizdeki Metaverse alanı nasıl olacak ve bahsettiğiniz şirketlerden ne gibi farkları olacak?
Bugüne kadar teknoloji firmalarının çoğu doğru olanı yapmak yerine, havalı olanı ve trend olanı yaptı. Facebook’un kurucusu Mark’ın, Meta çatı şirketini duyurup, Oculus ile Metaverse teknolojisine yatırım yapacağını duyurmadan önce biz projemize Omniverse diyorduk. Omniverse her yerde, her evrende anlamına geliyor.
DeFiPpl merkezi olmayan Sosyal Yaşam Platformu WEB 3.0’ın tüm özelliklerini içerisinde barındıracak ve kesinlikle DAO olacak. DAO Decentralized Autonomous Organization) olarak anılan merkeziyetsiz otonom organizasyonlar anlamına gelir. Akıllı sözleşmeler aracılığıyla yönetilen, topluluk odaklı, hiyerarşik olmayan, blokzincir tabanlı, merkeziyetsiz yönetişim yapısı kurguluyoruz.
Platformu hem fiziki, hem de dijital evrende kullanabildiğimiz, kripto cüzdanlarımızı her iki evrende de eş zamanlı kullanabileceğimiz, madencilik geliri kazanabileceğimiz ve varlıklarımızın özel anahtarlarını cüzdanımızda bulundurabileceğimiz bir yapı.
Omniverse’de maniple edilmemiş, kaynağı blok zincirinde kim tarafından yayınlandığı belgelenmiş içerik, haber bültenlerinden spor müsabakalarına, sinema salonlarından alışverişe, özel toplantı odalarından konserlere, dijital mecra mülkiyetine, reklam ve alan kiralamalarına kadar genişletilmiş gerçeklik hissini yaşayabileceğimiz bir evren. Sahteciliğin olmadığı, insan davranışı sergileyen robotların yer alamayacağı, trol çiftliklerinden uzak gerçek ötesi gerçek iki evren. Sinema filmi izlerken oyuncunun üzerindeki kıyafeti beğendiğimizde, yada yolda yürürken yanımızdan geçen başka bir avatarın kostümünü beğendiğimizde, anında üzerine tıklayarak satın alabileceğimiz merkezi olmayan tek dijital dokunuşla ödeme yapacağımız bir Omniverse.
DAO token, Security token, Utility Token ve NFT olmak üzere farklı özelliklere sahip 4 token ve onlarca akıllı kontratı tek platformda entegre ediyoruz. Platform 2022’de hayata geçecek. Bununla birlikte Metaverse dünya 2025’in ikinci yarısından sonra hayata geçecek. Bu süreç içerisinde yapay zeka ile kullanıcılarımızın verilerini işleyip avatarlarını kullanılabilir hale getireceğiz.
WEB 3.0 tam olarak nedir ve neden Metaverse platformunuzu 2025’ten sonra hayata geçireceksiniz, şu anda yapsanız olmaz mı?
WEB 3.0 Blokzincir mimarilerinde geliştirilen uygulamalardır. WEB 3.0 bize verileri daha değerli hale getirdi. Değiştirilemez merkeziyetsiz bilgi çağının kapılarını bize aralayarak, kişisel verilerimizin serbest ticaretine dur diyebileceğimiz ve verilerimizin sahipliğini çeşitli konsensüs mekanizmalarıyla elimizde depolayabileceğimiz teknolojidir.
Peki sizce WEB 4.0’da ne olacak, bunu konuşmak için daha erken mi, bizi ne bekliyor?
Web 4.0 Simbiyotik web, makine ve insanların etkileşimde olacağı bir internet formu olarak tanımlanabilir. Şu anda bunun deneysel çalışmaları yapılıyor. Dijital dünyada kodlar 2 karakterlidir, 1 ve 0’dan oluşur. Biyonik kodlamada DNA yapısında 4 karakterden oluşur. A, C, G, T – Adenin, Sitozin, Guanin, Timin. DNA’ya dijital bir verinin yüklenmesi 2 Karakterli bir dilin, 4 karakterli bir dile çevrilmesiyle oluşur. 2013 yılında Nick Goldman ve ekibinin geliştirdiği bir algoritmayla DNA üzerine; MP3 formatında Martin Luther King’in konuşmasının bir kısmını ve Text formatında Shakespeare’ın Sonet eserinin bir kısmını kaydetmeyi başardılar. Microsoft ve Washington Üniversitesi DNA’yı Veri Depolama ünitesi olarak kullanmayı başardı. Milimetreküp başına yaklaşık 1 eksabaytlık dijital veri insan DNA’sında depolanabiliyor ve ömrü optik makinalara göre çok daha uzun yaklaşık 500 yıl. Microsoft ayrıca WEB 4.0 için geliştirdiği bir proje için 2019’da bir patent aldı. “WO2020060606 – Cryptocurrency System Using Body Activity Data “ Vücut Aktivite Verilerini Kullanan Kriptopara Sistemi. Vücut aktivite verilerinin kripto para sistemi tarafından belirlenen bir veya daha fazla koşulu karşılayıp karşılamadığı doğrulandığında vücut aktivite verileri doğrulanan kullanıcıya kripto para ödülü veren bir sistem. Bir çeşit Robotsu insan modeli. Yemek yiyen, uyuyan, tuvalete giden, veri depoladığı için kriptopara pasif geliri kazanan data insanları projesi. İnsan bedeni mülkiyet hakkının Devletlere yada şirketlere verileceği bir zaman aralığındayız. İnsanoğlu gelişen teknolojilere karşı daha bilinçli olmak zorunda. Bu konu üzerine saatlerce konuşabiliriz. Bunu başka bir röportaja bırakalım isterseniz. Bu konularda daha ileri seviyede bilgi edinmek isteyen okuyucularımız aşağıdaki linklerden daha fazla bilgi edinebilirler.
https://patentscope.wipo.int/search/en/detail.jsf?docId=WO2020060606
https://www.microsoft.com/en-us/research/project/dna-storage/
Metaverse’ü anlamaya çalışırken bizi bir anda farklı bir korku geleceğine sürüklediniz. Filmlerde izlediğimiz şeyler gerçekleşiyor gibi. Teknolojilerden korkmalı mıyız?
Kesinlikle korkmamalıyız, bilinçli bir toplum olmalıyız, Satoshi Nakamoto’nun bize sunduğu “Paylaşım Ekonomi Modelini” iyi kavramalıyız. Bir ekonomist sadece finans okuryazarlığıyla yetinemeyecek, teknoloji okuryazarı olmak zorunda. Bir öğretmen, hukukçu, hatta doktor için bile aldığı eğitim, hukuk, tıp eğitimi yetmeyecek. Teknoloji sadece sosyal hayatın içerisinde değil, biyolojik bedenlerimizin içerisinde. IoT nesnelerin interneti, kuantum bilgisayarlar, kuantum anahtar, kuantum iletişim, giyilebilir teknolojiler, nöronlarımıza bağlanacak nano biyoteknolojiler ekonomiye yön verecek. Metaverse dünyasının gelişimi için trilyonlarca dolarlık yatırım öngörülüyor.
Aşağıdaki görselde WEB 3.0’ın bize kazandıracağı, gelecekte hayatımızın bir parçası olacak Metaverse katmanlarını sıraladım.
Bu grafikteki ilk 5 katmanı deneyimledik, 6. ve 7. katmanlarıysa henüz deneyimleyemedik. İnsan arayüzü henüz geçekleşmedi, 5G yaygın değil, MEMS’ler, GPU’lar, kısaca bilgisayar sistemleri, veri depolama merkezleri ve giyilebilir teknolojiler daha üst katmanlar için yeterli değil. 2025 -2030’lu yıllarda gerçek bir Metaverse platformunda avatarlarımızla yer alabileceğimizden eminim ama şu an için mevcut teknolojiler Metaverse için yeterli değil. Mimikler ve dokunsal duyguları hissedebileceğimiz bir teknoloji henüz yok. Bu sebeple ismi Metaverse olan platformlar Metaverse değil. Her gördüğünüz VR, XR ve 3 boyutlu video oyunlar yada platformlar Metaverse değildir. 2017’de kurulan Ethereum tokenı olan Decentreland (MANA) projesi ise Metaverse’ü ilk deneyimleyeceğimiz proje olma yolunda çalışmalarını sürdürüyor. Teknoloji geliştikçe kullanım alanları gelişiyor daha da gelişecek.
Amerika’da yayınlanan bir ses yarışmasında yarışmacılar, giyilebilir teknolojilerle geliştirilen yarı insan arayüz sayesinde avatarlarıyla, hologram sahnede ses ve sahne performanslarını sergiliyor. İzleyiciler VR gözlüklere ihtiyaç duymadan 3 boyutlu XR Karma Gerçeklik ve Hologram stüdyosunun zevkini çıkarıyor.
Metaverse ile birlikte sıkça duyacağımız VR, AR, MR, XR gibi yeni ve gelişmekte olan teknolojiler yapay zeka ve 3D nesnelerle hayatımızda büyük bir yer kaplamaya hazırlanıyor. Peki bunlar ne anlama geliyor. Daha doğru anlamak için görsellerle bu teknolojilerin ne olduğunu ve farkını görelim.
VR Virtual Reality / Sanal Gerçeklik
Gerçek bir ortamı kopyalayan veya hayali bir dünya yaratan gerçekçi sesler, görüntüler ve diğer duyumları üretmek için gerçeklik kulaklıklarını kullanan bilgisayar teknolojilerini ifade eder. VR, kullanıcıları tam anlamıyla sanal bir dünyaya sokmanın bir yoludur. Bu teknolojiyi kullanmak için VR gözlükler kullanmak gerekir.
AR Augmented Reality /Artırılmış Gerçeklik
Ses, video, grafik veya GPS verileri gibi bilgisayar tarafından üretilen, duyusal girdilerle tamamlanan, gerçek dünyadaki fiziksel bir ortamın, canlı, doğrudan veya dolaylı 3 boyutlu görünümüdür. Bu teknolojiyi kullanmak için Akıllı telefon, tablet veya AR gözlükler gerekmektedir.
MR Mixed Reality / Karma Gerçeklik
Karma Gerçeklik, gerçek ve dijital dünyaların, fiziksel ve dijital nesnelerin gerçek zamanlı olarak bir arada var olduğu ve etkileşime girdiği yeni ortamlar ve görselleştirmeler üretmek için birleştirilmesidir. Karma Gerçekliğin temel özelliği, dijital içeriğin ve fiziki dünya içeriğinin gerçek zamanlı olarak birbirine tepki verebilmesidir. Bu teknolojiyi kullanmak için VR gözlükler kullanmak gerekir.
XR Extended Reality / Genişletilmiş Gerçeklik
Bu teknoloji, bilgisayar teknolojisi ve giyilebilir cihazların oluşturduğu tüm gerçek ve dijital birleşik ortamları ve insan-makine etkileşimlerini ifade eder. XR, üç realitenin (AR, VR, MR) hepsini bir terim altında bir araya getiren şemsiye olarak tanımlanabilir. Bu teknolojiyi kullanmak için VR gözlükler ve giyilebilir teknolojiler kullanmak gerekir.