Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Almanya’nın aşırı sağcı partisi olan Alternatif für Deutschland (AfD), 23 Şubat’ta yapılacak seçimler öncesinde finansal sistemi büyük ölçüde değiştirme planlarını açıkladı. 6 Şubat’ta, Almanya’yı Euro Bölgesi’nden çıkarma, Bitcoin ticaretini ve kripto cüzdanları serbest bırakma, Deutsche Mark’ı altın rezervleriyle destekleyerek geri getirme gibi radikal bir plan paylaştılar.
AfD’nin bu fikirleri, ana akım partiler tarafından çılgınca ve mantıksız olarak görülse de AfD, bu eleştirileri umursamıyor. Partinin liderleri, Almanya’nın Euro Bölgesi’nden çıkması gerektiğini ve Deutsche Mark’ın, altın gibi somut bir değere bağlanarak geri gelebileceğini savunuyor. AfD liderleri, Deutsche Mark’ın Almanya’nın gerçek para birimi kimliği olduğunu iddia ederek, Almanya’nın yurt dışındaki altın rezervlerini geri getireceklerini vaat ediyor.
Bitcoin’in düzenlenmesiz bir şekilde serbest bırakılması, nakit koruması ve dijital euroya karşı çıkan AfD, finansal özgürlük ve gizliliğin korunmasını savunuyor. AfD, Bitcoin ve kripto para borsaları ile ticaret platformlarının “gereksiz devlet müdahalesinden” arındırılmasını istiyor. Almanya’da Bitcoin her zaman sıkı bir denetim altında tutuldu, ancak AfD liderlerine göre artık bu durumun değişmesi gerekiyor.
Ayrıca, AfD, Avrupa Merkez Bankası’nın dijital euro planına karşı savaş açmış durumda. Onlara göre, dijital euro finansal özgürlüğü tehdit ediyor ve Almanların mali durumlarını izleme amaçlı bir araç haline gelebilir. Parti, AB çapında bir mevduat garantisi sistemini de reddediyor, çünkü Almanya’nın vergi mükelleflerinin diğer ülkelerdeki banka iflaslarını finanse etmesini istemiyorlar.
AfD’nin vergi politikaları da benzer şekilde radikal; servet vergisini ve miras vergisini kaldırmayı, sermaye kazançları, temettüler ve faiz gelirleri üzerindeki vergi muafiyetlerini artırmayı hedefliyor.
Buna karşılık, Almanya’nın diğer büyük partileri daha temkinli yaklaşımlar sergiliyor. Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi (SPD), zenginlerden daha fazla vergi almayı hedefliyor. Hisse senedi işlemlerine finansal işlem vergisi getirmeyi ve servet vergisini yeniden uygulamayı planlıyorlar. SPD, “süper zenginlerin kamu hizmetlerinin finansmanına katkı sağlayacağı” vaadinde bulunuyor. Ayrıca miras vergisi muafiyetlerini sıkılaştırarak büyük mirasların daha fazla vergi ödemesini sağlamayı amaçlıyorlar.
Muhafazakar CDU/CSU bloğu, Almanya’yı Avrupa’nın finansal merkezi yapmayı vaat ediyor. Friedrich Merz’in liderliğindeki CDU/CSU, vergi teşvikleri ile startup’lar ve girişim sermayesi için Almanya’yı daha cazip hale getirmeyi planlıyor. Ayrıca, dijital euroyu yalnızca tüketiciler için faydalı olduğunda destekliyorlar.
Yeşiller, finansal programlarını çevresel ve sosyal sorumluluk üzerine kurarak, Almanya’nın finansal düzenleyicisi BaFin’in yeşil yıkama ile mücadele etmesine daha fazla yetki vermek istiyorlar. Yeşiller, sürdürülebilirlik standartlarına uymayan devlet yatırımlarını engelleme ve finansal suçlarla mücadele için bir hizmet merkezi kurma planları yapıyorlar.
Son olarak, iş dostu Liberal Demokratlar (FDP), vergi indirimleri ve daha az düzenleme vaatleriyle dikkat çekiyor. Ancak, şu anda anketlerde geride kalmış durumdalar ve parlamentoya girmeyebilirler.




