Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Trump yönetiminin beş üst düzey yetkilisinin, resmi devlet işlerini kayıt altına almadan yürütmek için Signal uygulamasını kullanması büyük bir skandala dönüştü. Amerikan hükümetinin kayıt yasalarını ihlal ettiği iddiasıyla açılan dava, ulusal güvenlik ve şeffaflık konularında ciddi soruları gündeme getirdi.
Davanın merkezinde, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz tarafından oluşturulan Signal grup sohbeti yer alıyor. Bu sohbet grubunda, Yemen’deki Husi militanlarına yönelik hava saldırılarının tartışıldığı iddia ediliyor. Ancak skandalın en dikkat çekici yanı, The Atlantic dergisinin genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg’in bu gruba yanlışlıkla eklenmiş olması. Goldberg, yetkililerin farkında olmadan gizli konuşmalarını dinleme fırsatı buldu.
Bu olayın ortaya çıkmasının ardından American Oversight adlı hukuk grubu, yetkililerin Federal Records Act ve Presidential Records Act’i ihlal ettiğini belirterek Washington federal mahkemesinde dava açtı. Davada, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, CIA Direktörü John Ratcliffe, Hazine Bakanı Scott Bessent ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio suçlanıyor.
Demokrat Parti’den gelen tepkiler ise oldukça sert oldu. Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries, Hegseth’in derhal görevden alınmasını talep etti. Trump ise olayı küçümseyerek, yetkililerin yanlış bir şey yapmadığını savundu. Ancak Signal gibi mesajların otomatik silindiği bir uygulamanın kullanılması, yönetimin şeffaflık ilkelerini ihlal ettiği yönündeki eleştirileri artırıyor.
Bu skandalın Trump yönetimi için nasıl bir sonuç doğuracağı belirsiz olsa da ulusal güvenlik ve kayıt yasalarına uyum konusunda büyük tartışmalar yaratmaya devam edecek gibi görünüyor.