Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin ABD doları ile olan ilişkisi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Valdai Tartışma Kulübü’nde yaptığı konuşmada, dolar kullanımını terk etme kararı almadıklarını, ancak ABD tarafından dolar kullanımından dışlandıklarını belirtti. Putin’e göre bu durum, ABD’nin mali otoritelerinin hatalı bir strateji tercih ettiğini gösteriyor, çünkü ABD’nin küresel finans üzerindeki gücü dolara dayanıyor.
ABD, doların küresel ekonomi üzerindeki etkisini kullanarak finansal akışları izleyebiliyor ve gerektiğinde yaptırımlar uygulayabiliyor. Bu “panoptikon” ve “darboğaz” etkileri, ABD’nin küresel ekonomik sisteme olan etkisini arttırıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında yaşadığı yaptırımlar, bu etkilerin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koydu. Batı, Rusya’nın 282 milyar dolarlık varlıklarını dondurdu ve Rus bankalarını SWIFT sisteminden çıkardı. Bu gelişmeler, ülkelerin potansiyel yaptırımlardan korunmak için dolar kullanımını azaltmayı düşünmesine yol açtı.
BRICS Zirvesi ve Yeni Bir Finansal Sistem Arayışı
Bu bağlamda, BRICS grubu (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) de ABD hâkimiyetindeki finansal sisteme bir alternatif oluşturma çabalarını hızlandırdı. Kazan, Rusya’da düzenlenen 2024 BRICS Zirvesi’nde, Putin bu amaçla beş yeni üye ülkeyi daha gruba dahil etti. Böylece BRICS, küresel finans sisteminde etkisini arttırmayı amaçlıyor. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, BRICS’in geliştirmekte olduğu yeni sistemin, dolar ve euroya bağımlılığı azaltarak ekonomik işlemleri gerçekleştirebileceğini belirtti.
Yeni sistem, “BRICS Köprüsü” adı verilen bir platform aracılığıyla dijital ödeme sistemlerini entegre edecek. Her üye ülkenin merkez bankası tarafından yönetilen bu platform, sınır ötesi işlemleri kolaylaştırmak için dijital teknolojilerden yararlanacak. Bu sistemin Bank for International Settlements (BIS) ile de etkileşimde olabileceği düşünülüyor. İsviçre merkezli BIS, merkez bankalarının merkez bankası olarak biliniyor ve BRICS’in bu adımı Batı’da bazı çevrelerde endişe yaratıyor.
Çin’in Uzun Vadeli Stratejisi ve ABD’nin Dolar Hakimiyetine Meydan Okuma
Özellikle Çin, ABD’nin finansal gücünü kırmayı uzun vadeli bir hedef olarak görüyor ve bunu doğrudan çatışma yoluyla değil, teknoloji yoluyla başarmayı planlıyor. BRICS Köprüsü projesi, işlemleri daha hızlı ve ucuz hale getirme potansiyeli taşıyor ve bu durum, gelişmekte olan ülkeler için cazip bir fırsat sunuyor. Ancak, ABD ve Avrupa, BRICS’in geliştirmekte olduğu bu yeni sistemin, yaptırımlardan kaçınmak için kullanılabilecek bir araç haline gelmesinden endişe duyuyor.
Sonuç olarak, Putin’in dolar ile ilgili açıklamaları ve BRICS’in finansal alandaki yeni hedefleri, küresel ekonomik sistemde ciddi değişikliklerin habercisi olarak değerlendiriliyor. Bu durum, ABD dolarının küresel ekonomi üzerindeki baskın rolünü azaltma yolunda atılan bir adım olarak öne çıkıyor. ABD’nin küresel gücü doların etkisine dayalı olduğundan, BRICS’in alternatif bir sistem geliştirme çabaları, dünya çapında farklı ülkelerin finansal bağımsızlıklarını güçlendirme arayışlarına katkıda bulunabilir.