Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti, sadece diplomatik değil, aynı zamanda yüksek teknoloji alanında da dikkat çekici gelişmelere sahne oluyor. Edinilen bilgilere göre Trump yönetimi, Suudi Arabistan’a ileri düzey yapay zekâ çiplerine erişim imkânı sağlayacak bir anlaşmayı açıklamaya hazırlanıyor. Bu çipler, Nvidia ve AMD gibi sektör devlerinin ürettiği ve yapay zekâ modellerinin eğitimi için kritik öneme sahip donanımları kapsıyor.
Çip Anlaşması Neyi Amaçlıyor?
Bu anlaşma, Suudi Arabistan’ın Körfez bölgesinde veri merkezi kapasitesini artırmasına ve yapay zekâ temelli uygulamalar geliştirmesine olanak tanıyacak. Ancak ABD içerisinden bazı yetkililer, Suudi Arabistan ile Çin arasındaki teknolojik iş birlikleri nedeniyle bu gelişmeden rahatsızlık duyuyor.
Trump yönetimi, çiplerin Çin’in eline geçmesini engellemek amacıyla, Suudi Arabistan’daki veri merkezlerinin ABD denetimine açık olması yönünde şartlar getiriyor. Bu çerçevede, Amerikan teknolojilerinin yalnızca belirli güvenlik standartlarına uyan ülkelerde kullanılmasına izin verilmesi gündemde.
“Veri Büyükelçilikleri” Gündemde
Anlaşma sadece çip satışıyla sınırlı kalmıyor. İki taraf arasında, “veri büyükelçilikleri” kavramı da masaya yatırıldı. Bu yapılar, veri merkezlerinin yerel değil, yabancı ülkelerin yasalarına tabi olmasını öngörüyor. Suudi Arabistan, bu modeli kullanarak yabancı yatırımcıları çekmeyi ve veri egemenliği tartışmalarını aşmayı hedefliyor.
Bu yapı, halihazırda Estonya gibi ülkelerde devletin dijital altyapısını güvence altına almak için kullanılıyor. Körfez ülkeleri de bu modele ilgi gösteriyor. Özellikle Abu Dabi merkezli yapay zekâ şirketi G42, benzer veri altyapılarını hayata geçirmek için hükümetlerle iş birliği arayışında.
Çin Gölgesi ve ABD Endişeleri
ABD, 2023’ten itibaren Orta Doğu ülkelerine yapılacak yapay zekâ çipi satışlarını lisans koşuluna bağladı. Bunun temel nedeni, donanımların dolaylı yollardan Çin’e ulaştırılması riski. Biden yönetimi bu konuda dengeli bir yaklaşım izlemeye çalışırken, Trump yönetimi daha doğrudan ve hızlı adımlar atıyor gibi görünüyor.
Trump’ın bu anlaşmaları aynı zamanda kendi iş çevresi ve Körfez’deki yatırımlarla da örtüşüyor. Körfez’deki egemen servet fonlarının ABD’ye ciddi yatırımlar yapması, bu ilişkileri daha da derinleştiriyor.
Sonuç: Teknoloji, Siyaset ve Jeopolitik Bir Arada
Trump’ın Suudi Arabistan’a açacağı teknoloji kapısı, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik sonuçları olan bir adım. Körfez ülkelerinin yapay zekâ ve veri güvenliği alanında küresel oyuncu olma isteğiyle birleştiğinde, bu anlaşmalar bölgeyi küresel teknoloji haritasında üst sıralara taşıyabilir.
Ancak bu adımın Çin ile ABD arasındaki teknoloji savaşını daha da kızıştırması ve bölgedeki diğer aktörleri pozisyon almaya zorlaması da muhtemel. Özellikle çip gibi stratejik ürünlerin kontrolü, önümüzdeki dönemde uluslararası ilişkilerde belirleyici bir faktör olmaya devam edecek.