Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
Arthur Hayes, kripto dünyasının tanınmış isimlerinden biri ve BitMEX’in kurucu ortağı, Bitcoin’in 1 milyon dolara ulaşacağına hâlâ inandığını ama bu süreçte “gözleri kapalı” ilerlemediğini söyledi. Perşembe günü yayımladığı “Fatty Fatty Boom Boom” başlıklı makalesinde, ABD ekonomisinin şişkinliğini ve sistemik dengesizlikleri, obeziteyle kıyaslayarak değerlendirdi. Ona göre ABD artık hem fiziksel hem de ekonomik olarak “şişman” durumda ve bu çöküşün temelinde şirket kârlarını halk sağlığı ve finansal istikrarın önünde tutan bir düzen var.
Arthur, ABD’nin bir zamanlar hem daha fit bir toplum hem de daha disiplinli bir ekonomi olduğunu, ancak günümüzde sürekli kredi genişlemesi ve para basımıyla sistemi “tedavi eden ama iyileştirmeyen” bir döngüye girdiğini savundu. Bu döngüyü, işlenmiş gıdaların obeziteye yol açması ve ardından bu durumu yönetmek için Big Pharma’nın devreye girmesiyle oluşan sağlık krizine benzetti.
Hayes ayrıca, ABD’nin ticaret açığını tarifelerle kapatamayacağını, çünkü seçmenlerin yüksek fiyatlara ya da boş raflara tahammül etmeyeceğini söylüyor. Bunun yerine, Beyaz Saray’ın yabancıların ABD varlıklarına sahip olmasını vergilendirerek çözüm üretmeye çalıştığını belirtiyor. Örneğin, ABD tahvilleri ya da hisse senetlerine yatırım yapan yabancılardan yıllık %2 gibi bir vergi alınabileceğini öne sürüyor. Bu yöntemle, vergi gelirleri artırılırken iç yatırımcılardan gelir vergisi alınmayabilir ve bu da Trump gibi liderler için siyasi olarak güçlü bir koz olabilir.
Ancak Hayes, bu politikaların uzun vadeli etkilerinin ciddi olacağına dikkat çekiyor. Yabancı yatırımcılar vergi yükü nedeniyle ABD varlıklarını terk etmeye başlayabilir. Bu durum özellikle 10 yıllık ABD tahvillerinin faizlerini yukarı çekerek piyasalarda paniğe neden olabilir. Hayes’e göre faizler %5’e yaklaştığında, Fed yeniden para basmaya başlayacak. “Brrr butonuna tekrar basılacak” diyerek süreci mizahi bir dille tanımlıyor.
Bu noktada Fed’in sıkı para politikalarından vazgeçeceğini, kısa vadeli tahvil ihraçlarına yönelip, bankalara daha fazla likidite sağlayacağını ve niceliksel sıkılaştırmanın sona ereceğini öngörüyor. Bu da konut kredilerinin ucuzlamasına ve emlak piyasasında yeni bir fiyat artışı dalgasına yol açabilir. Ancak bu önlemler yapısal bir çözüm değil, sadece yabancı sermayenin yerini bastıkları dolarla doldurmaya yönelik geçici çözümler.
Tüm bu gelişmeler ışığında Hayes, Bitcoin’in bu süreçte “tek gerçek kaçış noktası” olduğunu savunuyor. Asya’daki yatırımcıların ABD varlıklarını satıp kendi para birimlerine döndüğünü ve bu sermayenin bir kısmının Bitcoin’e kayabileceğini belirtiyor. Ona göre eğer yabancıların ABD’de tuttuğu 33 trilyon dolarlık varlığın sadece %10’u Bitcoin’e kayarsa, BTC fiyatı fırlayabilir.
Ancak Hayes, bu yükselişin düz bir çizgi olmayacağını, kısa vadede satış fırsatlarının da doğabileceğini belirtiyor. “Bitcoin’in 1 milyon dolara gideceğine inanıyorum ama o yolda short da açacağım” diyor. Yazısının sonunda ise Trump’ın ideolojik değil, tepkisel bir lider olduğunu, bu yüzden piyasalardaki yönelimin siyasi baskıya bağlı olarak değişebileceğini vurguluyor. Son cümlesiyle bu belirsizliğe işaret ediyor: “Trend senin dostundur, ta ki dostluğu bitene kadar.“