Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
ABD’de son günlerde yaşanan gelişmeler, telif hakları ile yapay zekâ (YZ) teknolojileri arasındaki hassas dengeyi yeniden gündeme taşıdı. ABD Telif Hakları Ofisi Başkanı Shira Perlmutter ve Kongre Kütüphanesi Başkanı Carla Hayden‘ın görevden alınması, yalnızca bürokratik bir karar olarak değil, aynı zamanda siyasi ve teknolojik baskıların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Shira Perlmutter, kısa süre önce yayınladığı 100 sayfalık raporunda, YZ modellerinin telif hakkı ile korunan içeriklerle eğitilmesinin “adil kullanım” kapsamına girip girmediğini sorguladı. Bu rapor, başta Elon Musk olmak üzere birçok teknoloji liderinin büyük veri havuzlarını kullanarak yapay zekâ geliştirme planlarına ciddi bir engel oluşturdu. Özellikle Musk’ın federal verileri tek bir veri tabanında toplama ve bu verileri YZ sistemleriyle entegre etme projesine, Telif Hakları Ofisi’nden onay çıkmaması dikkat çekti.
Bu gelişmelerin hemen ardından Perlmutter’a, Beyaz Saray’dan gelen bir e-postayla görevine son verildiği bildirildi. Aynı şekilde, ilk kadın ve Afrika kökenli Amerikalı Kongre Kütüphanesi Başkanı olan Carla Hayden da, çocuklar için önerdiği “çeşitlilik odaklı kitaplar” gerekçe gösterilerek görevden alındı. Bu durum, birçok kişi tarafından ifade özgürlüğü ve bağımsız kurumların güvenliği açısından endişe verici bulundu.
Temsilciler Meclisi Üyesi Joe Morelle, bu görevden almaların tesadüf olmadığını ve “anayasal yetki gaspı” anlamına geldiğini belirtti. Öte yandan, Amerikan Müzisyenler Federasyonu da yaptığı açıklamada, Perlmutter’in görevden alınmasının tüm telif hakkı camiası için yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Bu olaylar, teknoloji ile hukukun çarpıştığı noktada yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. YZ’nin gelişimi ne kadar önemliyse, sanatçıların ve içerik üreticilerinin haklarının korunması da bir o kadar hayati. Ancak görünen o ki, bu iki değer arasında önümüzdeki süreçte daha büyük çatışmalar yaşanması kaçınılmaz olacak