Canlı sohbete katılmak, haber, uzman görüşü ve piyasa sinyallerini anında almak için TELEGRAM, TWITTER, FACEBOOK, INSTAGRAM’dan bizi takip edin.
2024’ün finansal piyasaları, adeta kimlik krizine girmiş durumda. Bir yanda düzenli ve disiplinli hareket eden geleneksel piyasa endeksleri, diğer yanda ise Bitcoin’in adeta kontrolden çıkmış bir şekilde yükselmesi. Bu yılın piyasa tabloyu, bir yandan sakin bir güç sergileyen S&P 500 ve Dow Jones gibi gösterge endeksleri ile diğer yanda Bitcoin’in tam anlamıyla bir çılgınlık yaşaması arasında gidip geliyor.
S&P 500, yılın başından itibaren pozitif bir görünüm sergileyerek seçim sonrası yaşanan heyecanla %25’lik bir kazanç sağladı. Endeks, Ekim ayındaki zirvelerini test ettikten sonra geçtiğimiz hafta %1.7’lik bir artış gösterdi. Hisse senetleri genel olarak yükselişe geçti, özellikle finans ve döngüsel sektörler öne çıktı. Bu artan iyimserliğin ardında ise, Donald Trump yönetiminin ekonomiyi büyütmeye ve kazançları artırmaya yönelik yeni politikalar geliştirmesi bekleniyor.
Öte yandan Bitcoin, tüm bu gelişmelerden farklı bir frekansta ilerliyor. Kripto para, sadece Kasım ayında %40’lık bir artış gösterdi ve yükselişi duracak gibi görünmüyor. Yatırımcılar, Bitcoin’in hızla ana akıma gireceği ve devlet destekli yeni düzenlemelerle daha da güçleneceği inancıyla büyük bahisler yapıyor.
Bitcoin’in Piyasadaki Yeri ve Yükselişi
Bitcoin’in hızla yükselmesi, sadece kripto paraya yatırım yapanları değil, aynı zamanda bu alanda dolaylı yatırım yapan diğer şirketleri de etkiliyor. Örneğin, MicroStrategy şirketi, Bitcoin biriktirme stratejisiyle tanınıyor ve bu yıl boyunca şirket, hisse satışları ve borçlanma yoluyla elde ettiği milyarlarca doları Bitcoin almaya harcadı. Bu süreç, kendini pekiştiren bir döngüye dönüşerek daha fazla Bitcoin, daha fazla heyecan ve daha fazla perakende yatırımcı çekiyor. Son dönemde, MicroStrategy’nin piyasa değeri 100 milyar dolara ulaşarak Bitcoin rezervlerinin üç katı kadar değere sahip oldu.
Bunun yanı sıra, kaldıraçlı ETF’ler (Borsa Yatırım Fonları) daha da büyük riskler alarak piyasaya dahil oldu. MicroStrategy’nin hisse senetlerine dayalı MSTU ETF’si, bu ay içinde işlem hacmini iki katına çıkararak dikkat çekti. Ancak, yüksek riskli bu oyunlar da tehlikeli bir hale gelmiş durumda. Raporlar, fon sağlayıcılarının, vadettikleri getirileri kopyalamak için büyük bir baskı altında olduklarını ve brokerlerin maruz kalacakları riskleri sınırlamaya çalıştığını gösteriyor.
S&P 500: Sakin ve Dengeli Bir Yükseliş
Tüm bu kaosun ortasında, S&P 500 soğukkanlı kalmaya devam ediyor. Şirket kazançları artarken, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) büyümesi %2’nin üzerinde kalmaya devam ediyor. Ayrıca, Federal Rezerv, faiz oranlarını yavaş bir şekilde düşürerek piyasayı dengelemeye çalışıyor. Kreditörler arasındaki farklar sınırlı kalıyor ve mevsimsel eğilimler ek bir ivme sağlıyor.
Wall Street stratejistleri 2025 yılı için iyimser bir tablo çiziyor. Bazı analistler, S&P 500 için %11’lik bir artış öngörerek endeksi 6.600 seviyesine çıkarmayı bekliyor. Bu, düşük seviyelerden gelen bir tahmin olsa da, piyasa ruh hali şu anda aşırı bir noktada değil. Bununla birlikte, Bitcoin ve kripto paralara olan spekülatif ilgiyi göz önünde bulundurursak, S&P 500’ün temkinli yükselişi ile Bitcoin’in çılgınca yükselişi arasında büyük bir fark var.
Bitcoin’in Diğer Piyasaları Etkilemesi
Bitcoin’in yükselmesi, Nvidia gibi diğer yüksek değerli şirketlere de enerji çekiyor. Nvidia, güçlü kazançlar ve geleceğe dönük olumlu tahminler ile 2024 yılında piyasa değerini 2.3 trilyon dolar artırmışken, Bitcoin’in bu çılgın yükselişi, Nvidia’nın şöhretini gölgede bırakıyor. Bitcoin’in ralliye devam etmesi, diğer büyük şirketlerin ve ETF’lerin dikkatini çekiyor ve böylece finansal piyasa daha da karmaşık hale geliyor.
Sonuç olarak, 2024’teki piyasa, geleneksel ve dijital varlıklar arasında büyük bir ayrım yaratıyor. S&P 500 gibi endeksler, sakin ve istikrarlı bir yükseliş gösterirken, Bitcoin ve kripto para birimleri riskli ama heyecan verici bir yolculuğa çıkmış durumda. Bu iki farklı piyasa dünyası, birbirini besleyerek ve zaman zaman çatışarak, 2024’ün finansal kimlik krizini şekillendiriyor.
